5 05 2012

Prof. Dr. Ali Uras’ın vefatı

Türk sporuna değer katan hizmetleriyle her zaman saygıyla hatırlanacak olan Prof. Dr. Ali Uras’ın vefatı nedeniyle başta ailesi ve yakınları olmak üzere tüm spor camiamızın başı sağ olsun.





Bursaspor Maçı Öncesi Değerlendirmeler

28 04 2012

İzmir’de 25 yıl aradan sonra bir yarıfinal oynadık. Maçı anlamlı kılan sadece yarıfinal olması da değildi. Rakibimizin Bursaspor olması ayrı bir heyecan vesilesiydi.

Eskişehirspor taraftarının böyle bir maçı ne kadar özlediği, İzmir gibi uzak bir şehre, hafta içinde bu kadar kalabalık olarak gitmesinden de belliydi. Taraftarımız sadece kalabalık da değildi. Son derece inanmış ve coşkuluydu.

Benzer övgüleri Bursaspor taraftarından da esirgememek gerekiyor. Gerçi Bursa-İzmir arası ulaşım daha kolay olduğu halde, bizim kadar kalabalık değillerdi. Ama İzmir’e gitmiş olanlar coşkulu, heyecanlı, inanmış ve yaratıcıydılar.

İki kulübün taraftarları, maçtan önce de işaret ettiğim gibi, maçı bir şölene çevirdiler. İzmir Atatürk Stadının tribünleri, herhalde, uzun süredir böyle bir coşkuya ev sahipliği yapmamıştı.

Ancak sahada sergilenen oyun için benzer şeyleri söylemek, ne yazık ki mümkün değil. Bursaspor da oyuna hak ettiği katkıyı yapmadı ama galip geldiklerine göre onları eleştirmek hakça olmayabilir. Biz ise gerçek kimliğimizden çok uzaktık. Daha önce Antalya deplasmanında sergilediğimize benzer bir rehavetle oynadık. Önümüzde iki Bursaspor maçı daha var. Bu kez futbolseverlerin hak ettiği futbolu oynayacağız.

Ancak bu maç vesilesiyle bir noktanın altını çizmek gerekiyor. İzmir’deki maça İzmirliler pek ilgi göstermediler. Ligde takımı olmayan İzmir’in futbolseverleri, bir Kupa Yarıfinali ve Türkiye’nin en köklü rekabetlerinden biri olmasına rağmen, Eskişehirspor-Bursaspor maçını yerinde seyretmeye heves etmediler. Bu durum, şüphesiz İzmir’e has bir durum da değil. Tüm Türkiye’de futbolseverliğin ne kadar gerilediğinin, maçların iki tarafın taraftarları dışında kimse için cazip olmadığının bir göstergesine daha şahit olduk. Futbolu yönetenlerin ve futbolun içinde yer alan herkesin, Türkiye’de futbolu üç İstanbul kulübünün arasına sıkıştırmakla nereye doğru yol aldığımızı görmesi gerekiyor.

Türkiye’de kendi takımına duyduğu tutkusuyla bambaşka bir enerjisi olan Eskişehir, aynı zamanda futbolseverliğiyle de farklı bir duruşa sahip. Önümüzdeki Süper Final Avrupa Ligi maçlarında futbolun gerçek değerlerini sahaya yansıtmak bizler için son derece önemli.

 

 





Bursaspor ile oynayacağımız üç keyifli derbi futbolumuza heyecan verecek

24 04 2012


İki kulübün elli yıla yaklaşan rekabetinde ilginç bir hafta yaşayacağız. Eskişehirspor ve Bursaspor, bir hafta içinde, önce İzmir’de, sonra Eskişehir’de ve son olarak da Bursa’da karşılaşacaklar.

Anadolu’da birçok komşu şehrin takımları arasında kıyasıya bir rekabet var. Ancak bu rekabetlerin en köklüsü, en renklisi, en kıyasıya olanı, şüphesiz ki Eskişehirspor ve Bursaspor arasında olanı. Eskişehir’e gelir gelmez öğrendiğim ilk şeylerden biri, Bursaspor karşısında alınan bir galibiyetin üç İstanbul kulübünden birini yenmek kadar kıymetli olduğu oldu. Hiç şüphem yok ki, Bursa cephesinde de durum farklı değil.

Futbolun içinde olan herkes, bu tür maçları özler. Diğer maçlar iyi hazırlanmış birer öğün ise, bu tür maçlar arada sırada katılma şansı bulduğunuz ziyafetler gibidir. Şimdi peş peşe üç ziyafet bizi bekliyor.

1960’ların sonlarında ve 1970’lerin başlarında Eskişehirspor ve Bursaspor arasındaki maçların gerilimi, sahanın, tribünlerin ve futbolun dışına taşmıştı. Aradan geçen yıllarla birlikte hem takımların, hem seyircilerinin, hem de bizim derbimizin olgunlaştığı açık. Türkiye futbol kültüründe ayrıcalıklı kimlikleriyle farklılaşan bu iki kulübümüz arasındaki rekabet, heyecanlarımıza keyif katıyor. Birbirimizi yenmenin hazzını yaşayabilmemiz için birbirimize ihtiyacımız olduğunu öğrenmiş görünüyoruz.

Türk futbolunda birçok ilk Eskişehirspor ve Bursaspor’la gerçekleşti. Dostça, olgun bir mücadele ve rekabet konusunda da bu iki büyük kulübün seyircilerinin Türkiye’ye örnek olması, en büyük temennim. Önümüzdeki üç maçı, bu konuda çok önemli bir fırsat olarak görüyorum. Futbolun coşkusunu, keyfini çıkaracağımız, mücadeleyi, hırsı rakibe saygı içinde sonuna kadar yaşayacağımız bu derbilerin uzun yıllar unutulamayacak güzel sahneler yaratacağından eminim.